İlk Turnalar - Fuji Yama

Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebî, askeri yani, bütün maddi, zenginliğini eserlerine yansıymış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içine düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile ‘tipik insan’ı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır. Hikâyelerinde milletinin temel mülkü olan millî hafızaya ait efsane, destan, masal, hikâye ve türküleri, bunların meydana geldiği şartları, ardındaki hikâyeleri, insanları kullanırken, Kırgız Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuş ve anlayış tarzıyla, maddi manevi zenginliğiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarına yeniden hatırlatmaya çalışmıştır.

Tükendi

Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebî, askeri yani, bütün maddi, zenginliğini eserlerine yansıymış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içine düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile ‘tipik insan’ı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır. Hikâyelerinde milletinin temel mülkü olan millî hafızaya ait efsane, destan, masal, hikâye ve türküleri, bunların meydana geldiği şartları, ardındaki hikâyeleri, insanları kullanırken, Kırgız Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuş ve anlayış tarzıyla, maddi manevi zenginliğiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarına yeniden hatırlatmaya çalışmıştır.

 

“Her yazar bir milletin çocuğudur ve o milletin hayatını anlatmak, eserlerini kendi millî gelenek ve törelerini kaynak alarak zenginleştirmek zorundadır. Benim yaptığım önce bu, yani kendi milletimin geleneklerini ve hayatını anlatıyorum. Fakat orada kaldığınız takdirde bir yere varamazsınız. Edebiyatın millî hayatı ve gelenekleri anlatmanın ötesinde de hedefleri vardır. Yazar, ufkunu millî olanın ötesine doğru genişletmek ve ‘evrensel’ olana ulaşmak için gayret göstermek durumundadır. İyi yazar ‘tipik insan’ ortaya koyma ustalığına erişen yazardır.”

Kategori Hikâye
Cilt Türü Karton Kapak
Basım Tarihi: 2010
Basım Yeri: Ankara
Baskı Sayısı 4
Ebat: 13.5X21.5
Dil: Türkçe
Kâğıt Türü: Kitap Kâğıdı
Sayfa Sayısı: 227
Barkod: 9786054138395
ISBN: 978-605-4138-39-0
Cengiz Aytmatov

Cengiz Aytmatov, 12 Aralık 1928'de Kırgızistan'ın kuzeyindeki Talas Eyaletinin Şeker Köyünde dünyaya geldi. Aytmatov, eğitim için köyünü terk ederek Kazakistan'a gitti, Cambul Veterinerlik Teknik Okulunu bitirdi. Bişkek'teki Tarım Enstitüsünde okudu. Ardından Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsüne gitti ve 1956 ile 1958 yılları arasında Moskova'da eğitimine devam etti. Edebiyat hayatına Moskova'da atılan Aytmatov, bu yıllarda Pravda gazetesinde çalıştı. Ardından, yazdığı eserleriyle üne kavuştu. İlk eseri Cemile'yi 1958'de çıkaran Aytmatov, 1963 yılında, "İlk Öğretmen, Deve Gözü, Cemile ve Selvi Boylum Al Yazmalım adlı hikâyelerinden oluşan "Steplerden ve Dağlardan Hikâyeler" adlı kitabıyla Lenin Edebiyat Ödülü'nü kazandı. 1968'de Büyük Sovyet Edebiyat Ödülü'nü alarak Kırgızistan'ın millî yazarı seçildi. Aytmatov, Orta Asya Türk soylu halkların efsanelerinde, destanlarında, masallarında ve türkülerinde dile getirilmiş birikimleri, etkileyici bir dille bugünün okuyucularına ulaştırmış, milletinin evlatlarına bu zenginliği yeniden hatırlatmış, eserleriyle hem Türk soylu halkların kültürel miraslarının zenginliğine katkıda bulunmuş hem de eserlerinin çevrildiği dillerin okuyucularının bu mirasa tanıklık etmelerini sağlamıştır. Eserlerini, Kırgızca ve Rusça olarak kaleme alan Aytmatov, kahramanlıklarının yanında halkının içine düştüğü zor durumları çelişkileri, yaşadığı acıları da anlatmış; problemlerin çözümlerine dair ipuçlarını vermiştir. Eserlerinde kendi ifadesi ile "tipik insan"ı ortaya koymaya çalışmış, geçmişi bilmek ve tarihi mirasa sahip olmakla her türlü meselenin üstesinden gelinebileceğini göstermiştir. Dünya edebiyat literatüründe sıkça kullanılan "Mankurt" veya "Mankurtizm" kavramının isim babası da Cengiz Aytmatov'dur. O, insanın kendi özüne yabancılaşması neticesinde şahsiyetini ve kültürel hafızasını kaybetmesini, zihni yönden köleleşmesini, eserlerinde "Mankurtizm" kavramıyla çarpıcı bir şekilde izah eder. Beyaz Gemi, Gün Olur Asra Bedel, Cengiz Han'a Küsen Bulut, Dişi Kurdun Rüyaları gibi romanlarında Aytmatov, "Mankurtizme" sıkça yer vermiştir. Eserleri Türkçenin yanı sıra 176 dile tercüme edilerek milyonlarca baskıya ulaşan Aytmatov, 1958'de Kırgız Yazarlar Birliği Prezidyumu üyeliğine, 1962´de de Kırgız Sinematografi İşçileri Birliği birinci sekreterliğine getirilmiştir. 1966´da SSCB Yüksek Sovyet´i üyeliğine seçildikten sonra, 1967´de SSCB Yazarlar Birliği Yürütme Kurulu üyesi olan ünlü yazar, 1968'de Sovyet Devlet Edebiyat Ödülü'nü aldı. Son yıllarda politikaya da atılan Aytmatov, Kırgızistan Meclisinde Talas Bölgesi Milletvekilliğinin yanı sıra Kırgızistan'ın Benelux Devletleri Büyükelçiliği'ni de yaptı. 1996'da Asker Akayev tarafından Kültür Elçisi sıfatıyla Kırgızistan'ın UNESCO temsilciğine tayin edilmiştir. Uluslararası Cengiz Aytmatov Vakfı Onur Başkanlığı'nın yanı sıra Aytmatov, uluslararası diyalog çalışmalarıyla da tanınmaktadır. 2003'te doğumunun 75. yıl dönümü devlet töreniyle kutlanan Aytmatov, o yıl, dönemin Cumhurbaşkanı Askar Akayev tarafından "Altın Madalya" ile ödüllendirilmiştir. 20. yüzyılın en büyük romancılarından biri olan Aytmatova'a 2006'da Elazığ'da Türk Dünyası Hizmet Ödülü, Fırat Üniversitesi tarafından da "Fahri Doktora" unvanı verilmiştir. Türk Edebiyatı Vakfı tarafından "Türk Dünyasının Yaşayan En Büyük Yazarı" beratı sunulmuştur. Cengiz Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel romanının film çekimleri için gittiği Tataristan Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan'da 16 Mayıs'ta rahatsızlanmış, böbrek yetmezliği teşhisiyle tedavi için Almanya'ya getirilmişti. Bütün müdahalelere rağmen kurtarılamayan yazar, 10 Haziran 2008 tarihinde Almanya'da vefat etti. 14 Haziran Cumartesi günü resmî törenle Bişkek yakınlarındaki Ata-Beyit Anıt Mezarlığında defnedildi. Ata-Beyit Anıt Mezarlığı, 1938 yılında Stalin döneminde ülkenin önde gelen aydınlarının kurşuna dizildiği yerdir. 1990'da ortaya çıkarılan toplu mezarlıktaki aydınlar arasında, Aytmatov'un babası Törekul Aytmatov da bulunuyor. Kırgızistan Hükûmeti bağımsızlıktan sonra Ata-Beyit'teki katliam kurbanları için anıt yaptırdı. Aytmatov, katliam kurbanlarından sonra, Atabeyit´te defnedilen ilk kişi oldu.

Kullanıcı Yorumları

Henüz hiç yorum yapılmadı.

Yorum Yap

Yorum yapmak için kullanıcı hesabınızla giriş yapmalısınız!

Giriş yapmak için lütfen tıklayınız.