Özenle döşenmiş eşyalara, birbirinden güzel çiçeklerle bezenmiş göz alıcı bir bahçeye sahip olan köşkte; tam da yaz ortasına denk gelen o günde kadınlı erkekli bir grup macerasever bir araya toplanmışlardır. Neden bu köşkte bulunduklarına mana aradıkları sırada asla ormana gitmemelerine dair aldıkları ikaz, onları direkt olarak ormana yönlendirmiştir. Fakat hangi ormana gideceklerdir? İşte macera tam da burada başlamaktadır zira memleketin bu taraflarında yaz ortasına rastlayan gecede garip bir orman peyda olmakta ve bu ormana girenler geri dönseler dahi bir daha asla eskisi gibi olamamaktadır.
Hayat meşgalesi “perilerle saklambaç oynamak” olan James Matthew Barrie, Kabahat Kendimizde adlı eserinde insan tabiatının kökleşmiş garipliklerinden söz ederken mizahın gücünden faydalanmakta; yetişkinlerin içsel yüzleşmelerine, kabahati daima dışarıda aramalarına ayna tutarken çocukluğun saf hayal ve rüya dünyasından da tam manasıyla kopmamaktadır.
“Eğer biz köleysek Aziz Brutus; kabahat yıldızlarımızda değil, kendimizde.”
Shakespeare