O, Timur Bey olarak doğdu; fakat ömrünün önemli bir bölümünde aksak kaldığı için ölümünden otuz beş sene sonra tarihçi ona Acaibü’l-Makdur’da Timurlenk ismini verdi.  Tarihte, bir uçta şeytanın bedenlenmiş hâli, diğer uçta milyonların gönlüne giren bir hayırsever, çok  geniş bir yelpazede değişik şöhretler edinmiş karmaşık bir kişilik olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu kitap, bu efsanevi kişiliğin hayatı ve yaşadığı zamanların kronolojik öyküsünü içermektedir. Onu kötüleyenlerin ve hayranlarının gözünden yaptıklarının hikâyesini anlatarak karmaşa dolu hayatındaki gerçekleri yakalamaya çalışmaktadır.

9 Nisan 1336’da Moğol takvimine göre sıçan yılında doğan bu erkek bebeğin dünyaya gelişi, aslında bir kehanetin doğrulanmasıydı. Kehanet, bu kişinin daha sonra “Dünyanın Hâkimi” olacağını da söylüyordu. Nitekim, İran, Irak, Azerbaycan, Hindistan, Suriye, Çin’e ve Delhi’ye kadar bütün Asya’ya ve 1402 Ankara Savaşı’nda, ordusundan iki kat daha büyük bir orduyu mağlup ederek İzmir’e kadar Anadolu’ya hâkim oldu.

Semerkant’ta Gur Emir Türbesi’nde bulunan kabrinin kapısındaki yazıt onun şanını şu sözlerle ifade eder: “Burası şöhretli ve merhametli hükümdar, en büyük sultan, en kudretli cihangir, dünya tarihi Timur Bey’in son istirahat yeridir.”