Güzide Sabri sanat hayatını şiir, hikâye gibi türlerle şekillendirse de ona asıl şöhret kapısını aralayan romanları olmuştur. 1899 yılında Hanımlara Mahsus Gazete’de tefrika edilen Münevver, Güzide Sabri’nin 1901 yılında kitap hâline getirilen ilk romanıdır. Bu eseri diğerlerinden ayıran en önemli özelliği ise yazarın, doğum yaptıktan sonra kan kusarak yaşamını yitiren en yakın arkadaşı Münevver Hüsniye’den etkilenerek, gerçeklikten yola çıkarak kaleme almış olmasıdır.
Romanın büsbütün farklı bir tabiata sahip başkahramanı Münevver “aydın” anlamına gelen isminin aksine “karanlık” bir hayat sürmektedir. Öyle ki pek çok kişide hüzünlü duygular uyandıran sonbaharın onun nazarında farklı bir ehemmiyeti vardır. Bütün güzelliklerin ızdıraba döndüğü, rayihalı rengârenk çiçeklerin kuruyup yok olduğu bu ölü mevsim gibi onun da ruhu yaşamaz olmuş, yüreğinde açan tek bir çiçek solmuştu. Okuyucularını tesiri altında bırakan bu kitapta sevenler kavuşacak mı yoksa vuslat mahşere mi kalacaktı?..
Bak, şu dökülen, ölen yapraklara... Hayatın zevalini tasvir eden ne acı, ne ibretli bir levha değil mi? İnsan bunların düştüğünü gördükçe her saadetin bir felaketi, her hayatın acı bir nihayeti, her kemalin bir zevali olduğunu düşünüyor.
Kategori |
Roman
|
Cilt Türü |
Karton Kapak |
Basım Tarihi: |
2025 |
Basım Yeri: |
Ankara |
Baskı Sayısı |
1 |
Ebat: |
13.5X21.5 |
Dil: |
Türkçe |
Kâğıt Türü: |
Kitap Kâğıdı |
Sayfa Sayısı: |
64 |
Barkod: |
9786051218557 |
ISBN: |
978-605-121-855-7 |
Yazar hakkında haber bulunamadı.
Güzide Sabri
1883 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Çamlıca’da, Koşu Yolu’ndaki köşklerinde büyümüştür. Kendisine yazma arzusu verdiği için burası yazarın hayatında çok önemli bir yere sahiptir. İstibdat devrinde babasının Sivas’a sürülmesi, Güzide Sabri’nin hem ruh hem de beden sağlığını çok etkilemiştir. Babası Tokat’a nakledildiğinde annesiyle birlikte bir müddet burada yaşamış, daha sonra Bursa’ya gelen babasının yanında yılın birkaç ayını geçirmiştir. Beyoğlu Birinci Kâtibi Ahmet Sabri Bey’le evlenen yazar, evlendikten sonra da yazmaya devam etmiştir.
Henüz 16 yaşında ilk romanı Münevver’i kaleme alan Güzide Sabri, Servet-i Fünun edebiyatının etkili olduğu dönemde yazmış olsa da bu gruba katılmamış ancak asli temalarını eserlerine taşımıştır. Münevver, verem edebiyatının tüm karakteristik ögelerini barındıran ilk eserdir.
Yazdığı dönemde büyük ilgi gören Güzide Sabri, popüler edebiyat türünde pek çok romana imza atmıştır. Popüler edebiyata getirilen en büyük eleştiri, mesaj verme kaygısından uzak olmasıdır. Yaşadığı ve yazdığı dönemde Osmanlı Devleti büyük çalkantılardan geçerken Güzide Sabri de Yaban Gülü hariç romanlarında bu konulara yer vermemiştir. Cumhuriyet döneminde ise köy ve yerli unsurlara daha çok yer vermiş, hatta yüceltmiştir. İlk kadın kara sevda yazarı olarak tanınan yazar, Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi ile âdeta bütünleştirilmiştir.
Daha çok romancılığıyla tanınsa da çeşitli dergilerde takma isimle hikâye, şiir ve makaleler de yayımlamıştır. Takma adla yazmasının sebebi, eşinin edebiyat dünyasında tanınmasını, adının duyulmasını istememesidir.
Kadınca bir duyarlılıkla yazan, romanlarında ana karakter olarak hep kadınlara yer veren Güzide Sabri, zaman zaman biyografik ögeler de kullanmıştır. Örneğin Münevver romanının başkahramanı Münevver, gerçek hayatta da Güzide Sabri’nin arkadaşıdır.
1946 yılında Giresun’da hayata gözlerini yummuştur.
Romanları: Münevver, Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi, Yaban Gülü, Hüsran, Hicran Gecesi, Necla, Mazinin Sesi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz hiç yorum yapılmadı.
Yorum Yap
Yorum yapmak için kullanıcı hesabınızla giriş yapmalısınız!
Giriş yapmak için lütfen tıklayınız.