İstanbul’un tanınmış tüccarlarından Ahmet Bey; 15 Ocak 1876 tarihinde, çalışma odasında ölü bulunuyor. Bir cinayet mi yoksa beklenmedik bir ölüm mü? Odaya girenler, devrilmiş mürekkep şişesi ve dağılmış belgelerle karşılaşıyor ancak vücutta herhangi bir yara izi bulunamıyor. Ancak olay yerindeki izler ve kaybolan dosyalar, cinayet şüphesini güçlendiriyor.
Ahmet Bey’in ölümünün ardındaki sır, sadece bir tüccarın değil; bir imparatorluğun içindeki derin güç mücadelelerinin de izlerini taşıyor. Son dönemlerde aldığı tehditler ve kaybolan dosyalar, Ahmet Bey’in ölümüne dair ipuçları sunarken bu cinayet yalnızca bir kişisel hesaplaşma olmanın çok ötesinde bir anlam taşıyor. Olayın izleri, yalnızca Şehzadebaşı’nda değil; tüm Osmanlı İmparatorluğu’nda derin yankılar uyandıracak.
Cinayetin ardından yapılan aramalarda bulunan dosyalar, gizli anlaşmalar ve kaybolan belgeler; bu davayı çözmeye çalışanları daha da tehlikeli bir gerçeğe sürüklüyor. Bu, sadece bir cinayet davası değil; bir ailenin, bir imparatorluğun ve belki de devletin geleceğinin temellerini sarsacak büyük bir gizem.
Osmanlı İmparatorluğu’nun sırlarını açığa çıkarmak için harekete geçin çünkü her ipucu, sizi daha derin bir karanlığa çekecek.