Salon hayatının yıldızı bir kadın… Etrafına ışık ve ihtişam yayıyor… Girdiği her yerde tüm gözleri kendine çeviriyor, etrafında insandan bir halka oluşturuyor… Bunlar herkesin bildiği, gördüğü, konuştuğu şeyler… Bilinmeyen ve sezilmeyen ise bu güzellik ve ihtişamın arkasındaki azap denecek kadar acı veren, bulduğuna razı olamayan, durmaksızın çırpınan bir ruh… Bu kadın bir gün tüm bu debdebeden, göz boyacılığından, samimiyetsiz ilişkilerden usanıp kendini kocasına ve evine adarsa ne olur?.. Bulunduğu toplumsal çevrenin insanı sarıp sarmalayan ilişkileri buna izin verir mi?.. Ya ruhu?.. Kendisini, yine her şeyi arkasında bırakarak başını alıp gitmeye çağırır mı?.. Çırpınan sular durulur mu?..
***
Kocasına sevgiyle bağlı olan Sermin, arkadaşı ile eşi Ali’nin ihanetini öğrendikten sonraki aldatılmanın verdiği meşum histen kendisini kurtaramaz. Gün geçtikçe içerisinde büyüyen bu his onu, kocasının yaptığı aynı hataya sürükler. Tren istasyonunda tanıştığı bir yabancı ile yasak bir ilişkinin pençesine düşen Sermin, o gecenin hatırası olan bir kız çocuğuna gebe olarak evine döner. Bu müthiş sır, uykuya yatırılsa da kızının büyümesiyle uyanmaya başlayacak ve tüm gerçekler, Sermin’in hazmetme tahammülünün tükenmesiyle gün yüzüne çıkacaktır.
Kategori |
Roman
|
Cilt Türü |
Karton Kapak |
Basım Tarihi: |
2022 |
Basım Yeri: |
Ankara |
Baskı Sayısı |
1 |
Ebat: |
13.5X19.5 |
Dil: |
Türkçe |
Kâğıt Türü: |
Kitap Kâğıdı |
Sayfa Sayısı: |
392 |
Barkod: |
9786051215273 |
ISBN: |
978-605-121-527-3 |
Yazar hakkında haber bulunamadı.
Mükerrem Kâmil Su
1906 yılında Bursa'da doğdu. Anne, baba ve kız kardeşinin yanı sıra büyükbaba, hala gibi aile büyüklerinin de olduğu bahçeli bir evde büyüdü. Çocukluk yıllarını daha sonra Karakız adlı otobiyografisinde kaleme aldı. Eserinde kendi ağzından dile getirdiğine göre dört-beş yaşlarındayken amcası tarafından yapılan bir sınavda başarılı oldu ve birinci sınıfı atlayarak doğrudan ikinci sınıftan okul hayatına başladı. Bir hafta içinde yazmayı öğrendi. Mutlu bir çocuktu. Ancak mutlu günleri uzun sürmedi: Amcası hastalandı ve çok geçmeden vefat etti. Ardından babası savaşa gitti, ağır yaralı olarak dönse de iyileşemedi. Mükerrem Kâmil Su'yu, annesi ve kız kardeşi ile birlikte acı dolu günler bekliyordu.
Annesinin evlenme kararı alması üzerine kardeşi ile birlikte Bursa'ya, Hacı Baba'nın yanına döndü. Burada geçen günler, onun için birer acı hatıraydı: Her türlü ev işini yapmaya mecburdu. Bunun üzerine hakaret ve işkencelere de maruz kalıyordu. Kardeşi ile birlikte okullarına gidemedikleri, kitap ve defter eksikliği çektikleri oluyordu.
Halası tarafından yaşı büyütülerek Darulmuallimat Çapa Kız Öğretmen Okuluna kaydolan Mükerrem, yokluk içinde geçen günlerde sıklıkla öğretmen olacağı günü düşlemekteydi.
Çapa Kız öğretmen Okulu, onun için bir dönüm noktası oldu. Başta Süleyman Şevket Bey olmak üzere birçok öğretmeninden etkilendi. Her fırsatta köşeye çekilip küçük hikâyeler yazdı. Lakin diplomasını aldığı gün çok sevdiği öğretmeni ona on beş yıl boyunca hikâye yazmamasını, çevresini iyi tanımasını, insanları anlamaya çalışmasını ve iyi bir gözlemci olmasını öğütlediğinde hayal kırıklığına uğradı. Süleyman Şevket Bey, onu, “geleceğin Halide Edip’i” olarak görüyor; aslında yaşamında ona ışık tutacak sözler sarf ediyordu.
Mükerrem Kâmil Su, otuz yıl boyunca ülkenin çeşitli yerlerinde şube muallimliği, başmuallimlik, müdür muavinliği, Türkçe öğretmenliği gibi görevlerde bulundu. Bu süreçte çeşitli gazete ve dergilerde hikâye, roman tefrikası ve yazılar yayımladı.
1925 yılında bir evllik yapan yazar, iki çocuğa sahipti. 1969 yılında kızı Serap'ı; 1975 yılında da oğlu Sedat'ı genç yaşlarında kaybettiğinde canına kıymayı düşündü.
1995 yılında, arkasında birçok eser bırakarak Ankara'da vefat etti.
Kaynak: Nurdan Fakı, Mükerrem Kâmil Su ve Çocuk Edebiyatı, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Konya 2010.
Eserleri:
Sevgim ve Izdırabım (1934)
Bu Kalb Duracak (1935)
Dinmez Ağrı (1937)
Sus Uyanmasın (1939)
Istıranca Eteklerinde (1939)
Çırpınan Sular (1941)
Ateşten Damla (1942)
Sızı (1943)
Bir Avuç Kül (1944)
Gizlenen Acılar (1944)
Uyuyan Hatıralar (1944)
Kullanıcı Yorumları
Henüz hiç yorum yapılmadı.
Yorum Yap
Yorum yapmak için kullanıcı hesabınızla giriş yapmalısınız!
Giriş yapmak için lütfen tıklayınız.