Cao Xuequin tarafından 18. yüzyılın ortalarında yazılan Kızıl Odanın Rüyası, Çin’in dört büyük klasik eserinden biri olarak kabul ediliyor.
İlk kez 1792’de yayımlanan ve yarı otobiyografik nitelikler de taşıyan romanın, Çing (Mançu) Hanedanlığı’na tekabül eden dönemi anlattığı kabul ediliyor.
Yan yana konaklarda yaşayan Jia sülalesinin iki kolunun günlük yaşamlarının ayrıntılarıyla anlatıldığı, yüzlerce karakterin yer aldığı sayfalar, âdeta büyülü bir masal tadı bırakıyor okuyucuda.
Çin feodal toplumunu çok iyi analiz etmiş olan Cao Xuequin, üst ve alt sınıftan karakterler aracılığıyla feodalizmin açmazlarını, zalimliğini, ikiyüzlülüğünü ve ahlaki durumlarını da cesaretle gözler önüne seriyor. Bunu da zaafları, acziyeti ve yüceliği ile insan doğasını muazzam yansıtarak ve hayaller, rüyalar, şiirler, şarkılar eşliğinde yaptığı için hem kadim Çin medeniyeti ve sanatıyla yakından tanışıyoruz hem de düzen eleştirisi havada ve gerçeklikten kopuk kalmıyor.
“Gerçek, kurgudan daha tuhaftır.” der Mark Twain. Kim bilir, Kızıl Odanın Rüyası’nın yüzlerce yıldır ayakta kalmasının bir sebebi de budur...
Bir gün ölümsüz Taocu Saygıdeğer Hükümsüz, tekrar Mavi Bayır Zirvesi’nden geçerken, gökyüzünün tamirinde kullanılmayan taşı gördü; önceki gibi üzerindeki yazılarla orada hareketsiz duruyordu. Bir kere daha dikkatle okuyunca, şiire yeni bir bölüm eklenerek tamamlandığını fark etti. Bu yeni ifadeler birkaç akıbeti ortaya koyuyor ve olaylarda eksik kalan parçaları birleştirip, orijinal hikâyenin altında yatan kader örgüsünü tamamlıyordu.
Çevirmen |
Serpil Demirci |
Kategori |
Roman
|
Cilt Türü |
Karton Kapak |
Basım Tarihi: |
2022 |
Basım Yeri: |
Ankara |
Baskı Sayısı |
1 |
Ebat: |
13.5X21.5 |
Dil: |
Türkçe |
Kâğıt Türü: |
Kitap Kâğıdı |
Sayfa Sayısı: |
2248 |
Barkod: |
9786051217888 |
ISBN: |
978-605-121-788-8 |
Yazar hakkında haber bulunamadı.
Cao Xueqin
Çing Hanedanlığı döneminde, çeşitli kaynaklara göre 1715, 1724-1763 ya da 1764 yıllarında yaşayan Çinli yazardır. Çin edebiyatının dört büyük klasik romanından biri olarak kabul edilen Kızıl Odanın Rüyası ile tanınır.
1610’ların sonlarında, Mançu Hükümdarlığı’nın özel hizmetindeki bir Han sülalesinde doğdu. Ataları, Sekiz Sancak’ın Beyaz Sancak birliklerindeki askerî hizmetleriyle kendilerini gösterdiler; ardından saygınlık ve zenginlik kazandıkları resmî görevlere geldiler.
İmparator Kangxi döneminde sülalenin prestiji ve gücü zirveye ulaştı. Cao Xueqin’in büyükbabası Cao Yin, Kangxi’nin çocukluk arkadaşı; annesi Sun Hanım, Kangxi’nin sütannesidir. Kangxi, hükümdarlığının ikinci yılında, Cao Xueqin’in büyük büyükbabası Cao Xi’yi Nanking’de İmparatorluk Tekstil Müdürü olarak atadı. Cao Xi 1684 yılında ölünce, Cao Yin görevi devraldı. Cao Yin, dönemin en önde gelen ediplerinden biri ve meraklı bir kitap koleksiyoncusuydu.
1712 yılında Cao Yin ölünce, Kangxi görevi Cao Yin’in tek oğlu Cao Yong’a verdi; o da 1715 yılında ölünce, Kangxi ailenin baba tarafından yeğeni Cao Fu’yu evlat edinmelerine izin verdi ve bu görevi o sürdürdü. Böylece sülale üç kuşak boyunca İmparatorluk Tekstil Müdürlüğünü üstlendi.
Ailenin talihi, Kangxi’nin ölümünden sonra İmparator Yongzheng’ın tahta geçişine kadar devam etti. Yongzheng aileye karşı ciddi şekilde saldırıya geçti, mülküne el koydu, Cao Fu hapse atıldı. Bir yıl sonra Cao serbest bırakılınca, iyiden iyiye fakirleşen aile Pekin’e taşınmak zorunda kaldı. Cao Xueqin, küçük bir çocukken yoksulluk içinde yaşadı.
Cao Xueqin’in çocukluğuna ve yetişkinliğine dair hemen hemen hiç kayıt yoktur. Redoloji âlimleri Cao’nun doğum tarihini hâlâ tartışmakta, öldüğünde kırklı yaşlarında olduğunu düşünmektedir. Cao’nun; Cao Fu’nun mu, yoksa Cao, Yong’un mu oğlu olduğu bilinmemekle beraber, Cao Yong’un tek oğlunun 1715 yılında doğduğu kesin olarak bilinmektedir; bazı redoloji âlimleri bu çocuğun Cao Xueqin olduğuna inanır. Aile kayıtlarında Cao Yong’un tek oğlu, Cao Tianyou olarak geçer. Kayıtlarda ne Cao Zhan ne de Cao Xueqin’in izine rastlanır.
Cao Xueqin hakkında tüm bilinenler, çağdaşları ve arkadaşlarından edinilen bilgilerdir. Cao, Pekin’in batı kırsalında, resimlerini satarak yoksulluk içinde yaşadı. Alkolikti, arkadaşları ve tanıdıkları zeki ve yetenekli biri olduğunu; on yıl, bir kitap -muhtemelen Kızıl Odanın Rüyası- üzerinde sebatla çalıştığını belirtti. Özellikle tepe ve kayalık resimleri ile şiir konusundaki yaratıcılığı övgü aldı. Cao, romanını tamamlanmaya yakın bir noktadayken 1763 ya da 1764 yılında öldü. Romanının, en azından taslağı tamamlanmış el yazmalarının bazı sayfaları dost ve akrabaları arasında dolaşırken kayboldu. Cao sağken bir oğlunu kaybetti, karısı ise kendisinden sonra öldü.
Çocukluğundaki lüks yaşam, onu soylu ailelerin ve yönetici sınıfın yaşam tarzlarıyla tanıştırdı; ileri yaşındaki yoksulluk, hayatı daha açık ve etkili bir şekilde gözlemlemesini sağladı. Kendi hayat anlayışı, yenilikçi fikirleri, ciddi tutumu ve büyük ustalığıyla birleşince Çin klasik romanının zirvesi olarak kabul edilen Kızıl Odanın Rüyası ortaya çıktı.
Hayatını adadığı eser, ölümünden sonra ün kazandı. Bir yorumcunun dediği gibi, “kan ve gözyaşı” içinde yazılan bu eser, şöhretli bir ailenin zirveye çıktıktan sonra düşüşünü bütün canlılığıyla ortaya koydu. Cao’nun, muhtemelen oğlunu kaybetmenin acısına dayanamayarak aniden öldüğü dönemde, ailesi ve arkadaşları el yazmalarını temize çekiyorlardı. Seksen bölümlük bu çalışma, Cao’nun ölümünden sonra Pekin’de elden ele dolaşmaya başladı ve kısa sürede koleksiyoncuların gözdesi oldu. 1791 yılında Cao’nun çalışmalarına ulaştıklarını iddia eden Cheng Weiyuan ve Gao E. yüz yirmi bölümlük “tamamlanmış” versiyonunu düzenleyip bastılar. Pek çok modern âlim tarafından, son kırk bölümün Cao Xueqin tarafından tamamlanıp tamamlanmadığı sorgulandı.
Kullanıcı Yorumları
Henüz hiç yorum yapılmadı.
Yorum Yap
Yorum yapmak için kullanıcı hesabınızla giriş yapmalısınız!
Giriş yapmak için lütfen tıklayınız.